21 Ocak 2013 Pazartesi

Yavru köpeğinizin tuvalet eğitimi


Eve aldığınız yavru köpeğin sık sık eve çiş ve kaka yapmasından şikayet ediyorsanız, ona tuvaletini tutmayı öğretmelisiniz.


İdrar kesesindeki kaslari henüz tam olarak gelişmediğinden köpeğiniz idrarını tutamayabilir. Bu yüzden de evin hemen her yerine çişini yapabilir. İşe alkol bazlı bir temizlik maddesi ile evinizi ve özellikle de çiş veya kaka yaptığı yerleri temizlemekle başlayın.
 
Tuvalet eğitimine, köpeğiniz yaklaşık dört haftalık olduğunda başlayabilirsiniz. Ona bir oda ya da odanın bir bölümünü ayırın. Burası artik onun yemeğini yediği ve uyuduğu yuvası olsun. Yemeğini ve suyunu günde 3-4 kez olmak üzere belli öğünlerde verin. Öğünlerin saatleri mümkünse aynı olmalı ve öğünler arasında beslenmemelidir. Bu dönemde köpeğinizin evin diğer bölümlerine girmesine izin vermeyin.
 
Yavru köpekler tuvalet ihtiyaçlarını genellikle uykudan uyandıkları zamanlarda veya yemeklerini yedikten yaklaşık bir saat içerisinde gidermek isterler. Her yemekten veya uykudan uyandıktan sonra köpeğinizin odada yerleri kokladığını gördüğünüz ya da tuvaletini gidereceğini anladığınız anda, onu aynı odanın bir başka köşesine hazırladığınız bir kaç gazete üzerine koyun ya da bahçeye çıkartın. Yavru sizin istediğiniz yere tuvaletini yaparken yumuşak bir ses tonuyla ona olumlu bir şey yaptığını hissettirin. Odada bulunan kirlenmiş gazeteyi de en alta yerleştirin ki bir dahaki sefere çiş yapacağı yeri kolayca bulabilsin.
 
Dışarı çıkma veya gazeteyi kullanma eğitimleri istediğiniz düzeyde devam ediyorsa iki haftalık bir süre sonunda köpeğinizin evin diğer bölümlerini tanımasına gözetim altında olmak kaydıyla izin verebilirsiniz. Burada amacınız , evinizin aynı zamanda onun yuvası olduğu bilincini vermeniz olmalıdır. Çünkü köpekler yaşadıkları yuvaya pislemezler.
 
Bütün bu çabalarınıza rağmen köpeğiniz gazeteye yapmayı öğrenemiyorsa, istemediğiniz yerlere tuvaletini yapıyorsa çareleriniz tükenmiş değildir. Gazete üzerine dökeceğiniz idrar esansları size yardımcı olacaktır. Eğer onu çiş yada kaka yaparken yakaladıysanız, asla onu dövmeyin, sadece otoriter bir ses tonuyla uyarıp, yine de yapmasını istediğiniz yere götürün. Onu korkutmak, burnunu sürtmek faydasız yöntemler olacağı gibi, köpeğinizin size güveninin sarsılmasına neden olacaktır.
 
Özet olarak yavru köpeğinize yemeklerini günün belli saatlerinde verin. Her yemekten sonra veya yavru uykudan uyandığı zaman, onu yapmasını istediğiniz gazetelerin üzerine koyun ya da bahçenize çıkarın. Tuvaletini tutmayı ögrendiği zaman onun evin diğer bölümlerine girmesine izin verebilirsiniz.
 
Yine de başarısız olduğunuzu düsünüyorsanız bir Veteriner Hekim'e danışın. Unutmayın ki tuvalet eğitimi yavru ile sahibi arasındaki iletişimin en önemli aşamasıdır.

3 Ocak 2013 Perşembe


Evimizdeki canımız; kedilerimiz


Eve bir kedi almaya karar verdin, sizinkileri kandırdın  veya kandırmak üzeresin... Dikkat! Büyük bir sorumluluk aldın... Farkında  mısın? Evet çok şirinler, ama bir o kadar da zorlar. Her şeyden önce, bu  aslında evlerinde herhangi bir evcil hayvan bakmaya karar verenlere de en  önemli uyarı, evine süs eşyası almıyorsun! Evine bir canlı alıyor ve onunla  yaşamaya karar veriyorsun. Üstelik bu canlı, etrafındaki diğer canlılar gibi,  isteklerini sözle ifade edemiyor. Dolayısıyla istek ve ihtiyaçlarını anlamak  zorundasın.

Bu uyarıdan sonra kedilere özel diğer uyarılara devam  edelim. Tuvalet alışkanlıkları, o meşhur tırmalamaları, önüne gelen her şeyi  eşeleme merakı, tüy dökme problemleri... Tamam, çok göz korkutmayalım, her şeyin  bir çaresi var.Kediler dünyada bulunan en zeki hayvanlardan biridir.  Dolayısıyla çoğu kedi, eğitime olabildiğince açıktır.


Tuvalet alışkanlığı için geniş bir kum kabına ihtiyaç var.  Kumu koymadan önce kaba bir naylon sermek, kabın temizliğinde sana yardımcı  olacak bir ipucu.

Kedilerimizin tırnakları bildiğin gibi sivri ve zarar  vericidir. Ama bir yandan da onların savunma araçlarıdır, doğaları gereği. Bu  yüzden kesilmektense, veterinere sadece sivrilen bölümlerini almasını söylemen yeterli  olacaktır. Oyuncu kedilerimiz için evde trmalayabileceği, birlikte  yuvarlanabileceği, ses çıkaran birçok oyuncak alman, hem kedinin iyi vakit  geçirmesi, hem de ev eşyalarının zarar görmemesi için iyi bir yoldur.

Kediciklerimiz gene doğaları gereği tüy dökerler. Mevsimine  göre çok döktükleri de olur. Kötü haber, tüy dökmelerini hiçbir zaman tamamen  durdurmak mümkün değil. İyi haber, doğru bir yaklaşımla, en aza indirmek  mümkün. “Nedir bu en aza indirmenin yolları?” dersen; onu düzenli olarak  taramak, tüy ile ilgili vitaminleri vermek, doğru beslemek ve gerekiyorsa traş  ettirmek.

Traş, özellikle yaz mevsiminde, kedinin de rahatlaması açısından en  iyi çare. Ayrıca ilginçtir ki, evin sıcaklığının fazla oluşu ve aydınlığın  fazla oluşu da, tüy dökülmesini artıran etkenlermiş veterinerlerden  öğrendiğimize göre... Alması gerekenden fazla protein içeren yiyecekler, eksik  vitamin almak gibi beslenme sorunları da; tüy dökmesini artırıcı en önemli problemlerden.  Bir kedinin sağlıklı olup olmadığı, tüylerinden anlaşılır zaten. Parlak tüyler  her zaman sağlığın belirtisidir.

Beslenme demişken, kediciklerimize başından hazır mama  vermek ve onları buna alıştırmak, sağlıkları açısından her zaman daha yararlıdır.  Gıda ihtiyaçları insanlarınkine benzemediğinden, evde yapılan mamalar yetersiz  kalabilir. Veterinerine danışarak, kedinin yaşına, cinsine uygun olan,  profesyonelce hazırlanmış hazır mamalardan almalısın.

Kedin bazen öksürerek kusar ve bir tüy yumağı çıkarırsa,  şaşırma ve korkma... Yalanmayı seven kediler fazla miktarda tüy yutarlar ve bir  kısmını sindiremeyerek, zaman zaman dışarı atarlar. Bu, kedinin sağlıksız  olduğunu göstermez, sağlıklı kedilerin de yaptığı bir harekettir. Ama elbette,  bu durum sıklaşır ve kedini rahatsız ettiğini düşünürsen, veterinere danışmakta  bir sakınca yoktur elbet.

Bir kedi ortalama 12-15 yıl arası yaşar. Ama daha uzun  yaşaması da elbette mümkündür. Sağlıklı ve iyi bakılmış kedilerin, 20-22 yaşına  kadar yaşadığı görülmüştür. Bir yaşını doldurmuş bir kedi, insanlarla  kıyaslarsak, 10-12 yaşında bir çocukla aynı yaşta sayılır. Doğduktan sonraki  ilk 6 hafta, kedi anne sütüne muhtaçtır. Çocukluk dönemi, kedilerin en azgın  dönemleridir. Devamlı oyun oynamak ve etrafı tanımak isterler. Isırmak ve  tırmalamaya en çok bu dönemde ihtiyaç duyarlar. Kediler, en zengin besinleri ve  en temel aşıları bu dönemde almalıdırlar.

1-6 yaş arası, kedin artık bir yetişkindir. Bir kedinin  kişiliği tam bu dönemde gelişir. Kediler çok sokulgan değillerdir. Belirli bir  soğuklukları ve uzaklıkları vardır. Her istendiğinde gelmez, her denileni  yapmazlar. Özgürlüklerine düşkün hayvanlardır. Bu özellikleriyle köpeklerden  oldukça farklıdırlar. Köpek gibi, oyuncu ve sevgi dolu değillerdir. Ağırbaşlı  ve karizmatiktirler. Bu özelliklerini, yetişkinlik dönemlerinde iyice  oturturlar. Eğlenceyi gene severler, oyuncaklarıyla oynamaktan, yaramazlık  yapmaktan hoşlanırlar, ama elbette küçüklük dönemindeki kadar değil. 7 yaşından sonra kedin, artık yaşlı bir kedidir. Eğlence,  her zaman onun için vazgeçilmez olacaktır, insanlar gibi bir ağırlık olmaz pek  kedilerde, ama fiziksel sıkıntılar ve hastalıklar elbette ki baş gösterir.  Yaşlı kediler, yemek konusunda iyice seçici olmaya başlarlar. Bu yüzden  veterineri ile sık sık görüşmekte fayda vardır. Su ihtiyacı, yaşlı kedilerde  çok daha fazla olur. Dolayısıyla bu dönemde bol bol su içmelerine dikkat etmek,  hatta kuru mamadan çok, yaş mamalara geçmek onlar için çok daha iyi olacaktır.

Basit ama önemli uyarılar:
•    Kedini evde yalnız  bırakmak zorundaysan, mutlaka yemeğini, suyunu, oyuncaklarını görünür yerlere  koy ve sakın üç günden fazla onu yalnız bırakma.
•    Süt, kedinin pek sevdiği  bir içecektir ve kedilere sıklıkla verilir. Ama süt, sindirimi zor bir içecek  olduğu için, biraz suyla karıştırarak vermek veya çok sık vermemek, daha iyi  olacaktır. Ayrıca bir içecek olarak süt, asla suyun yerini tutmaz. Kedinin su  kabını kısa aralıklarla tazelemelisin.
•    Mutfakta üzeri açık yemek  bırakmamaya özen göstermek lazım. Kediler meraklıdır, hele ki sıcak yemek  varsa, tehlikeli olaylara sebebiyet verebiliriz.
•    Mutfakta bıçak ve benzeri  kesici aletleri de açıkta bırakmamakta fayda var. Meraklı kedimiz hem oynamak isteyip  kendini yaralayabilir, hem de kullanıyor olduğumuz eşyalarımızı, istemeden  kirletebilir.
•    Mutfak ve banyodaki  makinelerimizin kapaklarının da kapalı durması iyi olur. Küçük şakacılar,  içlerine girmek isteyebilir.
•    Kedilerimizin o güzel  tüylerini sıkça taramayı ihmal etmeyelim!
•    Kulak temizlikleri için  pamuk topları veya uçları pamuklu çubuklar idealdir. Böylelikle  iltihaplanmaları önleyebiliriz.
•    İran kedisi gibi yassı  yüzlü kedilerin yüzleri, cinsleri gereği daha özenli bir temizliğe ihtiyaç  duyarlar. Özellikle göz çevresini her zaman temiz tutmalısınız. Yumuşak ve ılık  suya batırılmış bezlerle göz etrafı silinirse, çok daha sağlıklı ve güzel bir  kedimiz olacak.
•    Kediler sürprizlerden hiç  hoşlanmazlar. Ani olaylar onları korkutur. El çırpmak, ani bağırmalar, ani  sesler kedinin içine kapanmasına ve davranışlarının değişmesine yol açabilir.  Ona güven veren sakin ortamlar sunmalısın. Onlar huzuru severler. Hassastırlar,  bizim fark etmediğimiz birçok şeyi farkedebilirler ve bunlardan etkilenirler.